8 Haziran 2014 Pazar

Enderun Kitap Kahve Evi

Kale'ye daha önce gidenler bilir, yokuş aşağı çevreye baka baka Altındağ Belediyesi'ne kadar yürüyerek inilir. Oraya kadar gelmişken de Hamamönüne gidilir :)

Her gördüğümde değişen Hamamönü bölgesinin, Hamam arkası tarafına bir bakmak istedik. Restorasyon baya ilerlemiş. Keşif sırasında Enderun Kitap Kahve Evi'ne rastladık ve kahve molası için aradığımızı bulduğumuza karar verdik.



Enderun Kitap Kahve Evi, mini minnacık, şirin bir kahve evi. Ev yapımı kısır, yaprak sarması gibi ikramları var. Günün her saatinde 5 çayı yapalım diye açılmış sanki :)

Mekan 1 ay önce açılmış. Her şey pırıl pırıl, yepyeni. Hamam önü severlerin keyifle oturup, sohbet edebileceği bir yer.






foursquare bilgilendirmesi : https://tr.foursquare.com/v/enderun-kitap-kahve-evi/5342b126498e582308c3113e

Eski Ankara Saklı Teras

Burayı bunca zaman benden saklamışlar :)

Havaların bizimle bir dargın bir barışık olmasını avantaja çevirelim Ankara Kalesi tenhadır, haydi oraya gidelim dedik. Pirinç Han'a giderken, hemen karşısında Eski Ankara Saklı Teras'a denk geldik. Kapısında durduk. Teras falan göremedik. İçeri bir girdik ki... Ankara ayaklarımızın altında:)







Hatta sağ tarafa doğru eğilirseniz bir de bu manzarayı görebilirsiniz.


Önce içerinin aydınlığı ile rahatladık. Sonra Atakule, Sheraton ve  Kocatepe Camii ile selamlaştık.  Acıkmıştık. Masadaki zile bastık. Güleryüzlü bir abla geldi, siparişimizi aldı. Ispanaklı gözleme, Peynirli Gözleme ve mantı dışında yiyecek başka bir şey yok dedi. Evet menü bu kadar. Gözlemeler nefis. Mantı ev işi, lezzetli. Ama porsiyonu biraz az. Çok aç gitmeyin derim :)

Fiyatlar şöyle; 1 ıspanaklı gözleme, 1 peynirli gözleme, 1 mantı, 2 çay, 1 kola... Toplam 31 TL hesap ödedik.





Sizin de yolunuz Kale, Hamam önü tarafına düşer belki diye Eski Ankara Saklı Teras'ı önermek isterim.

4 Haziran 2014 Çarşamba

Pub Stone Terrace

Bir yerin beni cezbetmesi için adında teras, bahçe olması yeterli sanırım :) Pub Stone Terrace tercihimde böyle başladı.

Popsyrocksy Cafe deneyimi sonrası acaba Alışveriş Merkezlerinde bulunan Restaurantlar'a haksızlık mı ediyorum dedim. Neredeyse mecbur kalmadıkça AVM'de zaman bile geçirmek istemiyordum.

Malum Ankara'mızın şu aralar kafası pek karışık. Canı mı sıkkın nedir, Haziran'da yaz günü göstermedi bize. Ben de bunu fırsat bilip biraz AVM keşfine çıkayım dedim.

Kentpark Avm'nin en üst katında Rolling ball isimli bir bowling salonu var. Cıvıl cıvıl bir salon. Pub Stone Terrace, bowling alanının iç mekanında hizmet veriyor. Bu arada aldanmamak lazım, mekan bowling oynanan yerden ayrılmayı başarmış. Tamamen kendine ait bir ortam yaratmış. İlk başta bu bir dezavantaj gibi görünse de, bowling keyfi sonrası burada takılabilirsiniz ya da çocuklarınız varsa onlar bowling oynar, siz biranızı içebilirsiniz.






Bu anlatım ile çok büyük bir mekan olduğunu hayal etmeyin. Küçük bir yer. İki bölmesi var. İlk bölme; bar servisinin olduğu yer, ikinci ise teras. Teras; konum ve manzara açısında bir teras doğru. Ferahlık ve açıklık açısından ise eksik bir teras olmuş. Bir kere kapalı. Sadece bir şerit ile hava alabiliyorsunuz. Püfür püfür esse miydi hani diye düşünmeden edemedim. Manzara Eskişehir yoluna bakıyor. Gündüz değil ama gece ışıklı güzel bir görüntü.

 Bir sıcak sepeti 2 bira 24 TL. Ara sıra fırsat sitelerinde de yer alıyorlarmış ama ben kaçırdım.






Kentpark AVM ziyaretinde, üstüne bir de bowling keyfi de varsa, düşünün derim burayı.

foursquare bilgilendirmesi : https://tr.foursquare.com/v/pub-stone-terrace/518d3a1e498ef923a25043e9

31 Mayıs 2014 Cumartesi

Popsyrocksy Cafe & Bistro

Popsyrocksy Cafe, Avm içi kafelere bakış açımı değiştiren yer oldu.  Bayıldım diyebilirim, sizin de denemenizi isterim :)

Tamamen tesadüfen bulduk burayı. Taurus Avm içinde yer alan Cinemarine Sinemalarında film izledik. Film bitiminde vaktimiz oldu birer kahve içelim dedik. Hemen sinema çıkışında fast food katında Popsyrocksy Cafe gözümüze çarptı. İçeri girdik.

İçeri girer girmez  Avm gürültüsü ve havasından uzaklaştık. Sanki dışarı çıktık, yeni bir yere girdik. Halbuki daha 3 ya da 5 adım atmıştık.




Amerikan Barı havasında, geniş iç dizaynının hemen bitiminde  ferah bir terası var. "Öyle masaları koyalım, dış mekan işte" diye basit düşünülmemiş, bambaşka bir yer yaratılmış. 






Malum, açık alan olsun da bana ne olursa olsun :) Hemen terasa geçtik. Zaten çalan müzik de açık alandan oluşabilecek şehir gürültüsünü silip süpürdü. O kadar hoş bir yer ki, Avm'de işiniz olmasa da bir şeyler içmeye, yemeye gelin oturun. Avm'den ayrı kendi dünyasını bulmuş bir yer burası.


 Popsyrocksy Cafe & Bistro internet istesi : http://popsyrocksy.com.tr/

La Foule


Mahalle kafelerini hep sevmişimdir. Hele ki bu mahalle benim çocukluğumun geçti yerde ise...

Ankara'nın Kavaklıdere semtinde yer alan Şimşek Sokağı bilir misiniz? Ortasından bir yürüyüş parkuru geçen, ağaçların kollarına sarılmış uzun bir sokaktır. İşte ben orada büyüdüm :)

La Foule'ye bunca zaman çok sevdiğim bir bölgede açılmış olmasına rağmen gidememiştim. Bugüne kısmet oldu.

Şimşek Sokak, Amerikan Büyükelçiliği arkasında, Güven Hastanesi'nin bulunduğu yerde. Yine de çok sevdiğim bu sokağa eleştiri yapmadan geçemeyeceğim. Ciddi bir park sorunu var. La Foule'ye gelene kadar baya bir dolanmak gerek. Otobüs ile gelmek isterseniz zor değil; Kızılay'dan Aşağı Ayrancı 227 nolu otobüse binip, Güvenlik caddesi Meclis Lojmanları durağında inebilirsiniz. Hemen solda bir yokuş göreceksiniz. Yokuşun sağındaki ilk sokak.  5 dakika bile yürümezsiniz.



Artık kafeye ulaştık ise, oturalım değil mi:) Şimşek sokağın yeşil konseptine uygun küçük şirin bir bahçe göreceksiniz. Hava iyi ise hiç içeriye girmeye gerek yok. Dış mekan başarı ile yerleştirilmiş. Üşüdüyseniz, içeri geçiniz ve geldiğiniz yerin adının neden La Foule olduğunu göreceksiniz. Fransız efsane şarkıcı Édith Piaf'ın ölümsüz eseri La Foule'den almış ismini. İç mekanda isime layık bir Fransız konsept sağladıklarını söyleyebilirim.



Ambiyansa rağmen menünün Fransız Mutfağı beklentimi karşıladığını söyleyemeyeceğim. Ama  menü baya açıklayıcı hazırlanmış, karar vermek bu sayede kolay. Garsonunun ilk sorusu "dilerseniz ben yardımcı olabilirim." oldu. İnce düşünülmüş, zarif bir yer.




Mekanın bahçesinden sokağa doğru anıları canlandırırken, daha sohbete yönelik bir şeyler yiyelim dedik, ton balıklı sandviç istedik. Sandviç gayet doyurucuydu.

Özellikle Ayrancı, Kavaklıdere  sakinleri hiç kendini Tunalı'ya kadar yormadan, La Foule'ye gidebilirler. Açıkçası ihtiyaç vardı.

Not: Kola 4,5 TLi Tuborg 10 TL, Ton balıklı Sandviç 8,5 TL

La Foule internet sitesi : http://www.lafouleankara.com/

30 Mayıs 2014 Cuma

Coffe Lab

"Kendi menümü kendim yaparım, salatama istediğimi koyarım, zevk benim değil mi arkadaşım?" diyen takipçiler... Coffe Lab'ın size cevabı : "Evet!"

Ceyhun Atıf Kansu Caddesi, şu aralar Ankara'nın en takip edilesi bölgesi haline geldi. Coffe Lab, Balgat taraflarına gelip te atlanmaması gereken bir yer. Özellikle bölgenin iş yeri mevcudu düşünülürse kanımca harika bir öğle molası mekanı.
 
İçeri girer girmez sizi mekanın kendisi karşılıyor. "Söz sırası müzikte, sen onu dinle..." düşüncesiyle sohbete katılan harika mekan müziği de sizi masanıza buyur ediyor. Artık Retro mu Vintage mi ya da modern mi kelimelere nasıl sığdırsam bilemediğim, ferah ve şık bir tasarıma sahip. Durun durun, orijinal en iyi kelime...






Kullanılan renkler ve aksesuarlar bir süre gözlerinizin kafenin her yerinde gezinmesine neden olacak. Sergilenen kitaplar okuma isteğinizi canlandıracak. 

Yalnız gelip burada çalışabilirsiniz, arkadaş grubunuzla eğlenebilirsiniz, iş yerinden kaçıp uzaklaşabilirsiniz. Dilediğinizi yapın, baya rahat bir yer:)

Bir orijinal yakıştırması da menüye gelecek. İstediğiniz yemeğin yanında hangi garnitürü (patates,yoğurt,yeşillik) seçeceğiniz size bağlı. Salata serbest atış. Damak zevkine göre esnek bir menü tasarlanmış. Hiç yemek işine girmeyeceğim kahvemi içeceğim derseniz; soğuk - sıcak bir sürü çeşit mevcut.




Hep aynı kafelerde aynı günü yaşamaktan sıkıldıysanız, haydi bir de Caffe Lab'a bir uğrayınız.

Afiyetler olsun efendim.

Adres : Ceyhun Atuf Kansu 114  Balgat
Telefon: (0312) 474 060
 http://coffeelab.com.tr/

. Retro, vintage ya da modern
. Retro, vintage ya da modern
. Retro, vintage ya da modern

Dayı'nın Yeri



Bir kebapçıya geldiğinizi düşünün. Henüz sipariş bile vermeden masaya mezeler, yeşillikler, fındık lahmacun geliyor... Daha ilk lokmayı ağzınıza atarken Adana kebap önünüze konuyor. "Yalnız iyi yedik" derken mis gibi şiş kebap tabağınıza dolduruluyor. "İyiymiş ha" derken kaburga geliyor, yetmedi ciğer de konuyor. "Çayınız var mıydı?" diye soruyorsunuz, yanında irmik helvası ve dondurma da ikram ediliyor.






Tamam şimdi çok fazla düşünmeyin, direkt Dayı'nın yerine gidin ve tüm bunları afiyetle yiyin.

Çetin Emeç Bulvarı 8. Cadde tarafında küçük, şirin, yeşil bir bahçesi olan Dayı'nın yeri resmen kebap cenneti. Burada sipariş falan yok. Onlar zaten ne yenmesi gerektiğini biliyor. Garsonlar resmen koşucu, herkese yetişiyor. Tek yapmanız gereken; yemek, yemek, yemek...
Ete  hayat, kebaba can veren Dayı'nın Yeri - Adanalı Şahin Usta eve paket hizmeti de veriyor. Bu lezzet her yere taşıyın diye...
not: 2 kişi hesap 68 tl

Ne diyelim, kebap ihtiyaçtır. İhtiyaç halinde:

Dayı’nın Yeri - Adana’lı Şahin Usta
Çetin Emeç Bulvarı 8. Cadde 1331 Sokak No:3/A
A.Öveçler Ankara Telefon : 0312 – 473 06 82





29 Mayıs 2014 Perşembe

Garaj 55

"Şöyle iyi müzik dinleyebileceğim, yanında biramı yudumlayıp, atıştırabileceğim, rahat rahat oturup sohbet edebileceğim bir yer arıyorum." sözünü ne çok duydum Ankara'da...

Artık aramaya son, baksugezene sorularınızı duydu sizin için Garaj 55'i buldu!

Özellikle Blues sevenler,  45liklerle eğleneler, Rock müzik ile coşanlar beni dinlesin. Aşağıda resimde gördüğünüz sahne gerçekten iyi müzisyenlere ev sahipliği yapıyor ve kulakta pas falan kalmıyor.

Ankara'da dinlediğim en iyi müziğin sesi buradan geliyor!



Garaj 55, facebook sayfasında kendini Amerikan "Diner" Lokantası olarak tanımlamış. İçeri girer girmez ben de tam bir Amerikan Pub'ı demiştim. Kendine özgü mekan tasarımı; motorun çıkardığı sesi gitar tellerinde canlandırırken, içtiği birayı trompeti ile tamamlayacak hissi veriyor. 

Amerikan arabalarının ne kadar şık olduğunu biliyorsunuz işte bu şıklık keyfinizi Garaj 55'te park ettirecek.




Otomobil aksesuarları ve hatta otomobilin kendisi kullanılarak tasarlanan mekan, 3  bölümden oluşuyor diyebiliriz. İlk bölüm giriş ve açık alan. Sigara içenler için düşünülmüş. 2. kalan kapalı alana giriş alanı; barın etrafı olarak görülen bu yer içkiye odaklananların demleneceği yer, 3. bölüm sahne alanı kulaklarının bayram edeceği yer.



Nachos 16 TL, bolonez makarna 19, Corona 16 tl. Fiyatlar makul seviyede. Müzik programı mekanın etkinlik programına göre şekil alıyor. Bu sebeple facebook sayfasını takip etmeniz de fayda var. https://www.facebook.com/Garaj55Pub


 Biz mekana gittiğimizde öğrendik ki Vivo Band artık Garaj 55'te sahne alacak. Şunu çok rahat diyebilirim ki ben Ankara'da daha iyi rock müzik grubu dinlemedim. Aynı düşünceleri sizinle de paylaşacağımızdan şüphe yok, rock müzik açlığınızı Garaj 55'te Vivo Band'i dinlerken doyurun. 





Garaj 55, Gaziosmanpaşa'da Kız Kulesi Sokak No:28'de ya da kısacası üzerinde vinç unutulan otelin arka sokağında.  Telefon: 0312 446 0066

foursquare bilgilendirmesi  https://tr.foursquare.com/garaj_55





4 Mayıs 2014 Pazar

Kulüp Bizim Çatı - Gölbaşı

İddia ediyorum, burası Gölbaşı'ndaki en iyi yer!



Daha iyisi için yorumlarınızı bekliyorum. Kulüp Bizim Çatı'ya gidene kadar, inanın Mogan Gölü'nü yaşamamışım, hissetmemişim. 
 
Kulüp Bizim Çatı'ya ulaşmak için, klasik Haymana yolu dönüşüne sapıyorsunuz. Mogan Belediye tesislerini de geçiyorsunuz. Bu sırada hiç bir yere sapmayacaksınız. Lösev tesislerini de geçtikten sonra "Kulüp Bizim Çatı" tabelası size merhaba diyecek. Yolun karşısından karşıya dönmek üzere sağa geçeceksiniz. Tam O anda, "Neredeyim ben Side mi?" diyebilirsiniz. Sazlıkların arasından daracık bir yoldan arabanızla süzülürken, Kulüp Bizim Çatı'nın otel binası size, "Deniz Göründü!" heyecanını hissettirecek. Evet, bir an tatile geldiğinizi ve Ankara'yı arkanızda bırakacağını hissedeceksiniz. En güzeli, özlediğinizde evinize dönmek çok kolay olacak :)



Burası bir otel aslında ya da piknik alanı. Ne için geldi iseniz ona göre şekil alacak. Piknik masalarında kurulu yeşil bahçesinde yürürken, göl kenarı bir yer bulursanız daha da harika. Çünkü sizi  sevimli ördekler karşılayacak.


Kahvaltı yapmaya gidebilirsiniz. Balık yiyebilirsiniz. Ya da mangalınızı alır, etinizi kendin pişirir, sofranızı kendiniz de kurabilirsiniz. (Et mekandan alınıyor, 1 kg kanat 45 tl) Dilerseniz rakı da açtırabilirsiniz. Yok ben mangalla uğraşamam derseniz, eti pişirip size getiriyorlar.

Rüzgar eserken, kötü düşünceler uçacak, iyi düşünceler omuzunuza konacak. Mutlaka uğrayın buraya, Ankara gerçekten harika bir yer!

foursquare bilgilendirmesi : https://tr.foursquare.com/v/kul%C3%BCp-bizim-%C3%A7at%C4%B1/4d89e3e876e1236a93a40d43

Kulüp Bizim Çatı internet sitesi : http://bizimcati.com.tr


Cafe Gioco



Sadece kahve içip sohbet edebileceğiniz, arkada harika müziğin, gözlerinizde iyi bir yerleşimin olduğu bir kafe istiyorsunuz değil mi?

Evet! Biliyordum...

Cafe Gioco gerçek bir sanat kafe. Çünkü Farabi Sahnesi ile birlikte doğaçlama gruplarına ev sahipliği yapıyor. Demiştim, sanat kafe tanımlamasında ciddiydim. Farabi Sokak havası kafenin zaten içinde...


Farabi sahnesi konusu ayrıca konuşulmalı. Ben sadece Gioco Cafe'den bahsedeceğim. Nefis kahve kokusundan ve plağın tonundan konuşacağım.

Burada size kimse karışmayacak, hatta garson bile :) O kadar rahat olacaksınız ki koltuğunuzda, kalkmak istemeyeceksiniz.

Tatlı menüsü kısıtlı ama çok taze ve lezzetli. Fiyatlar çok uygun. Kahveler harika. Limonata mükemmel. Kafenin dizaynı her telden gibi ama aslında tek telden. Yani olması gerekenden, yaratıcı düşünceden çıkmış.

Güzel yer, gidin işte :)

not: Benim için en önemlisi, dışarıda oturacak yeri var:)



Sevgiler...

foursquare  bilgilendirmesi için : https://tr.foursquare.com/v/cafe-gioco/50af7c2ee4b0be4dde5a9143